17 Şubat 2011 Perşembe

Alaycılık ilkel bir tavırdır...


Bazı insanlar karşısındaki kişilerin yanlışlarının, eksikliklerinin, hatalarının ortaya çıkmasının kendilerine üstünlük sağlayacağına inanırlar. Bunun kendilerinde bulunan kusurları örteceği gibi yanlış bir mantığa sahip olurlar. Bu yüzden de insanların hatalı davranışlarını kollar, yanlış yaptığında ise bunu alaya alarak sözde kendilerine üstünlük sağlarlar. 

Oysa alaycılık birçok insanın farkında olmadığı çirkin bir ahlak özelliğidir. Bu kötü ahlak özelliğinin temelinde ise kişinin kendisini diğer insanlardan üstün görmesi ve aslında aşağılık kompleksi yatar. Bu tür insanların, başkalarındaki iyi ve güzel özelliklere tahammülü genelde yoktur. Diğer kişiler tarafından da bunun ortaya çıkarılmasından,başkalarının övülmesinden rahatsızlık duyar çünkü kendisinin en iyi olduğunu düşünür. Bundan dolayı da kişilerde gördüğü fiziksel özelliklerle yada hatalı davranışlarla alay etmeyi doğal karşılar, bir eğlence gibi görür. Alaycılık toplumumuzda yaygın görülen bir davranıştır. 

İnsanların farklı özelliklere sahip olması, maddi güç yada dünyaya ait herhangi bir nimet, insanları üstün kılan bir özellik değilir. Rabbimiz katında üstünlük ancak takva iledir. İnsanların birbirlerini küçümsemesi, iğneleyici sözler söylemeleri, birbirlerinin eksikliklerini, hatalarını ve kusurlarını araştırıp bunlarla alay etmeleri kişiyi üstün kılan değil aksine küçük düşüren davranışlardır.  Herkes alaycılığın kötü bir huy olduğundan bahsetse de, çoğu insan kendisinin de aynı hayata düştüğünün farkına varmaz. Alaycılık sadece direk sözle ifade edilen bir durumun dışında, bazen bir bakışla, ima yada kaş göz işaretleri ile yapıldığından insan bu çirkin tavrın kendisinde olduğunu düşünmez.

Yüce Allah Kuran’da alaycılığı yasaklamıştır. Bir ayette Rabbimiz şöyle buyurur; 

Ey iman edenler, bir kavim (bir başka) kavimle alay etmesin, belki kendilerinden daha hayırlıdırlar; kadınlar da kadınlarla (alay etmesin), belki kendilerinden daha hayırlıdırlar. Kendi nefislerinizi (kendi kendinizi) yadırgayıp-küçük düşürmeyin ve birbirinizi 'olmadık-kötü lakablarla' çağırmayın. İmandan sonra fasıklık ne kötü bir isimdir. Kim tevbe etmezse, işte onlar, zalim olanların ta kendileridir. (Hucurat Suresi, 11)

Müslüman bu kötü ahlak özelliğini kendisine yakıştırmaz. Alaycılık insanı basitleştiren, sıradan bir görünüme bürüyen, cahilce,ilkel  bir tavırdır. Müslüman karşısındaki karşısındaki insan her kim olursa olsun adaletle davranır, hatalarını gördüğünde onunla alay etmek yerine onun için dua eder. Müslüman hoşgörülü, sevgi dolu olur. Alaycılığı çağırıştıran herhangi bir bakıştan, tavırdan, imadan kaçınır. Nefsin her zaman kötülüğü emrettiğini bildiğinden, nefsine uymak yerine, karşısındaki kişide bir yanlış,hata gördüğünde bunu alay konusu edinmez. İnsanlarda görülen eksikliklerinde bir imtihan konusu olduğu bilen Müslüman, bunun Rabbimizin beğenmediği bir tavır olduğunun şuuru ile, güzel ahlakla hareket eder….

Sibel Aydın

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder