9 Şubat 2011 Çarşamba

Samimiyet ancak özgürlükle olur...

İslam ahlakının savunduğu en önemli konulardan birisi ‘inanç özgürlüğü’ dür.  Dinimiz insanlara tam bir hürriyet tanır. İnsan istediği inancı ve düşünceyi seçmekte özgürdür ve bu Kuran ahlakının temelini oluşturan bir konudur.  Kuran’da insanlara güzel ahlaklı, merhametli, şefkatli , tevazulu, hoşgörülü olmaları öğütlenir. İslamiyet her türlü zorlama, baskının engelleyicisidir. Kuran’da bu konudaki ayetler çok nettir, bir ayette Yüce Rabbimiz şöyle buyurur; 


Dinde zorlama (ve baskı) yoktur. Şüphesiz, doğruluk (rüşd) sapıklıktan apaçık ayrılmıştır. Artık kim tağutu tanımayıp Allah'a inanırsa, o, sapasağlam bir kulba yapışmıştır; bunun kopması yoktur. Allah, işitendir, bilendir.( Bakara Suresi-256 )

Müslüman  etrafındaki insanlara sadece tebliğ yapmakla yükümlüdür, hiçkimse diğer bir kişiyi inancı konusunda zorlayamaz ve bundan dolayı baskı yapamaz. Nitekim İslam  kelimesi, Arapça’da ‘barış’ anlamına gelir. Yüce Allah dinimizi insanlara güven, huzur ve barış dolu bir ortam sunmak için indirmiştir. İnsanlar arasında huzur ve barışın sağlanması gerçek anlamda Kuran ahlakının yaşanması ile olur. Vicdan sahibi, iman eden bir insan, Müslüman olsun yada olmasın tüm insanlara karşı adaletle, güzellikle, hoşgörü ile davranmak durumunda, iyileri, zayıf insanları, masumları korumakla, dinimizi güzel sözle tebliğ etmekle yükümlüdür.

Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel bir biçimde mücadele et. Şüphesiz senin Rabbin yolundan sapanı bilendir ve hidayete ereni de bilendir.(Nahl Suresi -125 )

Yüce Rabbimiz insanlara akıl ve vicdan vermiştir. Kendisine İslam dini anlatıldığı zaman kişi hiçbir baskı ve zorlama altında kalmadan, kendi isteğiyle iman etmesi çok önemlidir. İnsanlar  kendi seçimlerinden sorumludur, ki peygamberlerimizin hayatına baktığımızda güzel öğütle, hikmetle, güzel ahlak göstererek insanları Allah yoluna davet etmiştir. 

Müslümanlar, samimiyetin korunması adına dinin sadece tebliğ ve teklif edilebileceğini  bilirler. Çünkü insanın samimi iman etmesi, kalben Allah’a teslim olması çok önemli bir konudur. Diğer şekilde olursa, insanlar baskıyla ve zorlamayla inanca, ibadete zorlanırsa, bu durumda samimi imana başka nedenler karışabileceğinin bilincinde olmalıyız. Özgürlük olmadan samimiyetin olmadığını bilen Müslüman buna göre davranmalıdır. Tebliğ yapılan kişi ancak Allah’ın dilemesiyle iman eder. Kalpler sadece Allah’ın elindedir  ve Yüce Rabbimiz dilediğini hidayete erdirir.

Sibel Aydın

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder